Türkiye'de Manevi Bakım Hizmeti 07.01.2015 tarihinde Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan protokol gereği pilot olarak altı ilde uygulanmaya başlanmıştır. Bunlar Ankara, İstanbul, Ordu, Erzurum, Kayseri ve Samsun'dur. Ülkemizde hastanelerde din ve moral hizmetlerinin yürütülmesi için 1995’te Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliğiyle başlatılan ilk uygulama 11 ay kadar sürmüş ve Danıştay kararıyla iptal edilmiştir. Yapılan araştırmalar, söz konusu hizmete atanan görevlilerin hastaneyle ilgili formasyona sahip olmadıklarını, yanlış uygulamalar yaptıklarını ve eğitim konusunda da yetersiz olduklarını göstermiştir.Belirtmemiz gerekir ki; Manevi Bakım Hizmeti Türkiye’de 01.08.1998 yılı 23420 sayılı resmi gazetede yayınlanan Hasta Hakları Yönetmeliği madde 38’de şu şekilde belirtilmiştir. "Sağlık kurum ve kuruluşlarının imkânları ölçüsünde hastalara dini vecibelerini serbestçe yerine getirebilmeleri için gereken tedbirler alınır. Kurum hizmetlerinde aksamalara sebebiyet verilmemek, başkalarını rahatsız etmemek ve personelce düzenlenip yürütülen tıbbi tedaviye hiç bir şekilde müdahalede bulunulmamak şartı ile hastalara dini telkinde bulunmak ve onları manevi yönden desteklemek üzere talepleri halinde, dini inançlarına uygun olan din görevlisi davet edilir. " Manevi Bakıma ihtiyaç, kaynağını Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen ve "Evrensel Hasta Hakları" olarak bilinen haklardan da almaktadır. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi de insana, dine inanma ve yaşama hürriyeti tanımaktadır. 1981 yılında Lizbon’da tüm dünya ülkelerinin tabip odalarının tamamına yakının katıldığı toplantıda, Dünya Tabipler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi’nin Dini Yardım Hakkı başlıklı 11. maddesinde, hastanın kendi inandığı dine mensup bir din adamının yardımını da içinde olmak üzere ruhi ve ahlaki bir teselli istemeye veya reddetmeye hakkı olduğu ifade edilmiştir.
Mevcudat içinde en kıymettar hayattır
Vazifeler içinde en kıymettar hayata hizmettir.
Sağlık için manevî ihtiyaçlar, vücudu meydana getiren fizikî organlar kadar önemli bir unsurdur. Hepimizin gözlemlediği fizikî durum, zihnimizi ve ruhumuzu etkileyebilir”
(Florence Nightingale)